Ne edeyim bu kanlı zamanı
Ve kardeşi kardeşe düşman eden günü
Çeksem gözlerimi gökmavisinden
Papatya
Ve sarı başaklı buğday tarlalarından
Bin kat artar acısı
Dönen çarka takılan kolumun
Ne edeyim her yanı silahlarla sarılı dünyayı
En çok korktuğum geldi başıma
Ölümden beter / Görmek bunu
Kardeşin kardeşe silah çekmesi
Ah ne edeyim
Tıkanmış kulakları insanlığın
Kimse duymaz sesimi
Boyanıyor acılarla
Ve kardeş kanıyla çağın yüzü
Ne edezim seni
İçime boz bulutlar taşıyan yazgım
Gözlerim birer nehir
Günüm acılar tablosu
Acılar gölü sanki yüreğim
Ne edeyim kim anlar beni
Kim duyar bu yanık sesimi
Silahlı bir müfreze sanki
Hangi yöne adım atsam önümde mayın döşeli setlar
Ve dikkenli teller
Ve dört yanımdan akan kardeş kanı
Utanıyor gün / Ve yaşanan çağ
Utanmıyor kardeş kardeşten / Komşu komşudan
Bir kuş sürüsüne tuzak kurulmuş sanki
Avlanan çocuklar
Deliyor gökyüzünü çocukların /
Kuşların / Ve anaların çığlığı
Ve kulakları sağır sanki insanlığın
Ah kim kaldı söz dinleyecek,
Kulak verecek yüreğin sesine
Felekle değil silah tekelleriyle
Hesaplaşıyor çağımızın çocukları
Düşen her çocuğun bakışına
Ağlıyor gökyüzünde yıldızlar
Ve parçalanıyor yüreği merhametin
Biz insanlık suçlusuyuz ve susukunuz
Elbet isyanım var duyulmayan sesime
Bu çağa, bu yaşananlara
Gökmavisi’ni kefen ettiler çocuklara
Geldi başıma en çok korktuğum
Kurşunluyor bir kardeş öbür kardeşini
Yaşıyorum acıların en derinini
Kaçırsak gözlerimizi
Kurtarabilir miyiz kollarımızı bu kötülükler çarkından
Kime anlata bilirim / Kim duyar sesimi
İşlenen insanlık suçudur çağımızda
Ocak 2009